LASİODERMA SERRİCORNE
Sigara böceği Lasioderma serricorne (Fabricius) (Coleoptera; Anobidae) kurutulmuş tütünün majör haşeresi olup depolama, üretim ve perakende çıkışları esnasında tütünü enfeste eder. Tutankamon ve II. Ramses’in mezarlarında L. serricorne bulunmuştur. Dolayısıyla bu böcekler eski dünyada 3000 yılı aşkın bir süreden beri mevcut bulunmaktadır ve muhtemelen eski dünyadan yeni dünyaya geçiş yapmışlardır, bunun tersi söz konusu değildir. Bu arada böcek morfolojik olarak çok az değişiklik geçirmiştir. L. serricorne Kuzey Amerika’da 1792 yılında Fabricius tarafından tanımlanmıştır. Tütün ile olan ilişkisine dair ilk kayıtlar 1848 yılında Paris’te ve 1886 yılında Amerika’da yapılmıştır. L. serricorne şu anda tüm dünyaya yayılmış olup tropikal ve ılıman iklimlerde ciddi boyutlara varan olumsuz bir ekonomik öneme sahiptir.

ERİŞKİN
Erişkin böcekler 2.0 – 3.7 mm uzunlukta, 1.6 – 4.4 mg ağırlıkta ve açık-koyu kahverenktedir. Bununla birlikte siyah bir gövde rengi mutasyonu da bilinmektedir. Büyüklüğü (boyutları) gıdalarının türüne, sıcaklığa ve gelişme esnasında karşılaşılan neme bağlı olarak değişir. Dişiler erkeklerden daha büyük olma eğilimindedir. Erişkin böcek oval olup birinci toraks (göğüs) segmenti aşağı doğru kıvrılmıştır ve baş kısmı defleksiyonda ve yukarıdan bakıldığında belirsizdir (belli olmamaktadır). Bu da böceğe, delik açan bir kambur, konveks böcek görünümü verir. Kanat örtüleri çizgili değildir ve ilaç deposu böceği Stegobium paniceum’un aksine düzgün görünmektedir. Antenler testere dişi görünümündedir, tabandan uca kadar aynı kalınlıktadır ve üç segmentli geniş bir çomak görünümü veren tipik Anobiid antenlerinden farklıdır. Nitekim, tarsal formüller (ayaklardaki segmentlerin sayısı) ve mandibüler yapı (ön ağız parçaları çifti) gibi diğer özelliklerle birlikte bu özellikler L. serricorne‘nin tanımlanması için gereken anahtarlarda kullanılmaktadır.

YUMURTA
Yumurtalar, cinsel olgunluğa erişmiş erişkin dişiler pupa hücrelerinden çıktıktan ve çiftleştikten bir gün sonra başlayarak kuru materyaller üzerinde yumurtlar. Yumurtalar inci beyazı renkte, 0.4 – 0.5 mm uzunlukta ve 0.2 mm genişliktedir. Ağırlıkları yaklaşık 8 µg kadardır ve frajil “kırılgan” olmasına rağmen kendilerini kurumaktan koruyan bal mumu kıvamında bir kabuğa sahiptirler. Yumurtalar 6 – 19 gün boyunca kuluçkada kalırlar ve yumurtadan yeni çıkan larvalar yumurtalarının kabuğunu yerler.

LARVA
Larvalar dört büyüme aşamasındangeçerek dördüncü instardan sonra 1.0 mm ile 4.5 mm arasında değişen uzunluğa ve 2.5 – 5.0 mg ağırlığa ulaşırlar. İlk üç gelişme evresi eşit zaman uzunluğunda olup dördüncüsü bunların 2 katı kadar daha uzun sürer. Mortalite (ölüm) oranı birinci instarda en yüksek düzeydedir. Larvalar krem renkte veya grimsi-beyazdır ve ince açık kahverenkli tüylerle kaplıdır. Yumurtadan yeni çıkan larvalar ışıktan uzaklaşırlar (kaçarlar) ve son derece hareketli olup gıda arayışı içinde küçük deliklerin içine girerler ve paket ambalajlarından sigara paketleri gibi ticari malların içine penetre olabilirler (nüfuz edebilirler). Tütün kitlesinin içinde gezerken 13 – 16 mg kadar tütün yiyerek tütüne zarar verirler. Bulaşma, gevşek şekilde paketlenmiş malların içinde oldukça derinlere kadar ulaşabilir ancak sıkı paketlenmiş tütün şeritlerinde periferik (dış kısımdaki) 50 mm’ye sınırlı kalır. Sıcaklık 15 °C’nin altına indiğinde aktivite durur ve böcek kışı larva aşamasında geçirir.

PUPA
Pupalar tütün içerisindeki pupa hücresinin içinde gelişirler veya biyolojik semen (çimento) aracılığıyla tütün işleme ekipmanlarının yüzeyi gibi bir yüzeye tutunurlar. Bu hücreler larvalar tarafından, orta barsakta ve muhtemelen sefalik glandlarda (salgı bezlerinde) üretilen bir sekresyonla bir araya getirilen gıdalardan ve ekstratlardan (atıklardan) yapılır. Larvalar yapımı tamamlanan hücrelerin içinde 2 – 4 gün sonra (30 °C’de) tüylerini dökerek (veya derilerini değiştirerek) pupa haline gelirler. Pupa dönemi 4 – 12 gün sürer ve bu aşamadan sonra tekrar tüy dökerek/deri değiştirerek erişkin haline geçerler. Erişkinler hücrenin içinde kalarak sertleşmeye devam eder ve cinsel açıdan olgunlaşırlar. Pupa hücresinden çıkış esas itibariyle geceleri olur. Gelişmiş popülasyonun cinsiyet oranı 1:1’dir.